İLETİŞİM VİDEOLAR FOTOĞRAFLAR GÜNDEM BİYOGRAFİ ANA SAYFA
 
HDP Grup Önerisi Dersim Olayları 04/05/2016
Değerli milletvekilleri, "1937-1938 yıllarında gerçekleştirilen Dersim'de yaşananlarla yüzleşilmesi ve tüm boyutlarıyla araştırılması" başlıklı araştırma komisyonu kurulması önergesi konusunda grubum adına söz almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle, mensubu bulunduğum ak bir davayı temsil eden partimin insanı yaratılmışların en şereflisi olarak bilen, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." felsefesini ilke edinen bir hassasiyete yoğunlaşmış, Türkiye'de insan hakları, fikir, düşünce ve girişim hürriyetleri konusunda ilkleri gerçekleştirerek özgürlüklerin önünü açmış bir siyasi hareket olduğunu vurgulamak, yüce heyetiniz önünde tarihe not düşerek hatırlatmak isterim. Siyasetinin temeli insana sevgi ve saygı olan, yaratılanı Yaradan'dan ötürü hoş gören bir siyasi davanın mensubu olarak birlik, beraberlik ve kardeşlik ülküsünden bugüne kadar taviz vermediğimizi, vermeyeceğimizi de bir kez daha kaydetmek isterim. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Meclis araştırma komisyonu kurulması yönündeki önergede dikte edilmeye çalışılan ve önergenin sahiplerince asla üzerinde hassasiyet ve samimiyet gösterilmeyen dört başlık var: Toplumsal barış, geçmişle yüzleşme, yaşanan hakikatler ve geleceğin inşası için bir araştırma komisyonu kurulması isteniyor. Öncelikle bu dört gerekçe üzerinde durmak isterim. Milletimizin birliğine, vatanımızın bütünlüğüne, devletimizin dirliğine göz diken; kıblesi, vatanı, bayrağı bir olan yüce milletimizi bölmeye ve parçalamaya çalışan; sevgiden değil nefretten, öfkeden, acıdan, kandan beslenen; yaşatmak değil, sadece öldürmek için faaliyet gösteren terör örgütünün kanlı eylemleri karşısında sükûtu tercih edenlerin, yandaşça tavır sergileyenlerin toplumsal barıştan söz etmeleri ne kadar doğru ve ne kadar samimidir? Asırlarca ölümüne kardeş olanlar arasına nifak tohumu ekmek, haset ve kin yolu döşemek isteyenlerle aynı safta yer alanların barıştan, hele toplumsal barıştan bahsetmeleri tarihe kaydedilecek bir paradoks örneğidir. Ülkemizin aziz parçası güneydoğuyu bir kan haritası hâline çevirmek yolunda tarihin kaydettiği en vahşi planları kuranların, kardeşliğimizle hesaplaşmaya kalkışanların, camilerimizden okullarımıza asgari ve azami müştereklerimizi ifade eden her adreste terör estirenlerle paydaş olmayı yeğleyenlerin ve bugünü, bugün sahnelenen bölücü hain senaryoları görmeyenlerin geçmişle yüzleşme gerekçeleri ne kadar doğrudur? Bu noktada bir not düşmek istiyorum, değerli arkadaşlarım. Doğrudur, Dersim'de yaşananlar dramatik bir hâldir. Bu resimler millî hafızamızda yer etmiştir. Bunu siyaset zemininde en net, en mütebâriz bir biçimde ak dava, AK PARTİ dillendirmiştir. Bizim her neviden duruşumuzda olduğu gibi geçmişe ait yaşananlar mevzusundaki tarzımız da nettir, bellidir. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, partimizin her düzeyden yöneticileri yeri geldikçe hâli özetleyen, izah eden açıklamalar yaptılar, yapıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın tespiti üzereyiz. Dersim yakın tarihimizin en acı, en trajik olaylarından biridir. Beslendiğimiz kaynaklar, birçok kesimin bigâne kaldığı, korkup ürktüğü zamanlarda bize Dersim hakikatlerini aktarmıştı zaten. Biz de hakşinas tavırda, tarzda berdevam hâldeyiz. Değerli milletvekilleri, bu notu düştükten sonra güne gelelim ve asıl yüzleşmemiz gereken bir gerçeği ortaya koyalım. Sahici bir yüzleşme. Sıcaklığı henüz muhafaza edilen bir yüzleşme. Aktörleri isim isim belli, tarih ise çok yakın 13 Mart 2016, yer Ankara'nın Kızılay Meydanı. Yine bir canlı bomba saldırısı gerçekleştiriliyor ve 36 vatandaşımız hayatını kaybediyor -bigünah insanlar- 125 vatandaşımız ise yaralanıyordu. Evlilik hazırlığındaki nişanlılardan kâğıt toplayıcısına, günün yorgunluğuyla gözlerini uykuya kapamış işçiye kadar masum insanlar hayatlarını kaybettiler. O saldırıyı gerçekleştiren terörist Seher Çağla Demir'in terör örgütü PKK'nın üstüne kan sıçramasın diye taktığı yapay kollarından biri olan TAK üstlendi bu saldırıyı. PKK ve HDP eylemin kendileriyle ilişkisi olmadığını söylüyordu. Şimdi bu bilgileri kenara not edelim ve bugüne gelelim. Sizi bir yazıya götürmek istiyorum değerli arkadaşlarım. Yazı malum bir şahsa ait, hepimizin tanıdığı bir şahsa, Nurettin Demirtaş imzalı. Hani her konuşmasını Kandil'de beslenip büyütülen sözde barış güvercinlerini uçurarak süsleyen HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş var ya, onun Kandil'deki ağabeyi. "Seher Çağla Demir bir intihar eylemcisi değil bir özgürlük ve yaşam tutkunudur ve eylemiyle ölümü değil yaşamı yarattığı görülebilir. Doğa, asla bir ölüm ya da intihar eylemcisi olarak tanımlanamaz.

Video Tarihi : 4.05.2016
Videoyu paylaş:
 
 
SOSYAL MEDYA
BİYOGRAFİ
Atatürk Üniversitesi Tarım Ekonomisi ve İşletmecilik Yüksek Okuluokulu sonrası İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Yönetimi Bölümü mezun olan ve Sakarya Üniversitesinden...
İBRAHİM AYDEMİR TV
ARAMA
FACEBOOK
TWITTER
ANA SAYFA BİYOGRAFİ GÜNDEM FOTOĞRAFLAR VİDEOLAR İLETİŞİM